1. Anasayfa
  2. Peygamberimizin Duaları

Peygamberimizin yaptığı dualar arapça türkçe

Peygamberimizin yaptığı dualar arapça türkçe
0

HZ. PEYGAMBER’DEN NAKLEDİLEN BAZI DUALAR

Arapça ve Türkçe Anlamları

Örnek Dualar

سبحان الله وبحمده عدد خلقه ورضا نفسه وزنة

عرشه ومداد كلماته

Mahlukati sayısınca, kendisinin hoşnut olacağı kadar, arşının ağırlığınca ve bitip tükenmeyen kelimeleri adedince ben Allah’ı uluhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim.

(Müslim, “Zikir”, 79)

اللهم إني أصبحت (أمي) أشهدك وأشهد حملة عرشك وملائكتك وجميع خلقك أنك أنت الله لا إله إلا أنت، وأن محمدا عبدك وشوك

Allahım! Ben sabaha ulaştım (veya [akşam ise] akşama ulaştım); seni şahit tutuyorum, arşını taşıyanları ve diğer meleklerini, bütün mahlukatını şahit tutuyorum ki, senden başka ilah yoktur ve Hz. Muhammed de kulun ve elçindir. (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 100, 101)
أبا وأصبح الملك لله رب العالمين، اللهم إلى أسألك خير هذا اليوم وفه ونصره ونورة وبرد وهداة، وأعوذ بك مِن شر ما فيه وشر ما بعده

Bütün mülk âlemlerin rabbi Allah’ın hükümranlığında olarak sabaha ulaştık. Allahım! Senden bugünün hayrını, genişliğini ve kolaylığını, başarısını, aydınlığını, bereketini ve hidayetini diliyorum; onda bulunan kötülüklerden ve sonraki günlerin şerrinden sana sığınıyorum. (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 100, 101)

الله لك الحمد لله، الله لا قابض لما ظت، ولا باسط لما قبضت، ولا هادي لما أضللت، ولا مضل لمن هديت، ولا معطى لما منعت، ولا مانع لما أعطيت، ولا مقرب لما باعدت، ولا بايد لما تربت، آلله ابظ علينا مِن برگاتك ورميك وفضلك ورزقك، اللهم إني أسألك العيم المقيم الي لا يحول ولا ژول، اللهم إني أسألك القيم يوم العيلة والأمن يوم الخوف، اللهم إنى عائذ بك من شر ما أعظينا وثرِ ما منعت، اللهم حبب إلينا الإيمان وينه في قلوبنا، وكره إلا الله، والفوق، العضيان، واجعلنا من الراشدين، اللهم توقتا مسلمين، وأحينا مسمِينَ، وألحقنا بالالجين غير ځايا ولا مفتونين

Allahım! Bütün hamd sanadır. Allahım! Senin lütfettigin genişligi kimse daraltamaz, daralttığını da kimse genişletemez. Senin saptırdığını kimse doğru yola iletemez, doğru yola erdirdiğini de kimse saptıramaz. Senin verdiğini kimse engelleyemez, engellediğini de kimse veremez. Senin uzaklaştırdığın kimse yakınlaştıramaz, yakınlaştırdığını da kimse uzaklaştıramaz. Allahım! Bereketini, rahmetini, lütfunu ve rızkını üzerimize yay. Allahım! Senden, asla yok olup gitmeyen, sürekli var olan nimetini dilerim. Allahım! Senden korku gününde güvenlik, fakirlik gününde zenginlik dilerim. Allahım! Bize verdiklerinin de vermediklerinin de şerrinden sana sığınırım. Allahım! Bize imanı sevdir ve gönüllerimizi onunla süsle; küfrü, fıskı ve isyanı bize çirkin göster. Bizi gerçek anlamda olgunluğa, hakka ulaşanlardan eyle. Allahım! Bizim ruhumuzu müslüman olarak al, bizi müslüman olarak yaşat ve utanılacak hallere düşmeksizin, fitneye bulaşmaksızın salih kullarının arasına kat. (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, III, 424)

اللهم إني أعود بك أن أشرك بك وأنا أعلم، وأستغفرك لما لا أعلم

Allahım! Bilerek şirk koşmaktan sana sığınırım; bilmeden koştuğumdan dolayı da affinı dilerim. (Buhârî, el-Edebü’l-müfred, s. 250)

اللهم أنت ربي، لا إله إلا أنت، خلقتني وأنا عبذك، وأنا على عهدك ووعدك ما استطعت، أعوذ بك من شر ما صنعت، أبوء لك بنعمتك على وأبوء بذبی قاغفر لي، فإنه لا يغفر الذنوب إلا أنت

Allahım! Sen benim rabbimsin, senden başka ilah yok; beni sen yarattın, ben senin kulunum. Sana verdiğim söz ve ahde gücüm yettiği ölçüde bağlı kalmaya çalışıyorum. Yaptığım kötü işlerden sana sığınırım. Bana olan nimetini dile getiriyor, günahımı itiraf ediyorum; günahlarımı bağışla, senden başka günahları bağışlayacak biri yoktur.

(Buhârî, “Daavât”, 2; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 100, 101)

اللهم إني أعوذ بك من زوال نعمتك وتحول عافيتك وفجاءة نقمتك وجميع سخطك

Allahım! Bana olan nimetinin son bulmasından, lütfettiğin esenliğin değişmesinden, cezanın âniden gelmesinden ve her türlü gazabından sana sığınırım. (Müslim, “Rikāk”, 96; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 32)

الله أجرني من التمار

Allahım, beni ateşten koru! (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 100, 101)
الله اجعل خير عمری آخره، وخير عملي خواتمه، واجعل خير أيامي يوم ألقاك

Allahım! Hayatımın en hayırlı kısmı sonu olsun, amelimin en hayırlısı en son işlediğim olsun, en hayırlı günüm sana ulaştığım gün olsun! (İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, VI, 65)

اللهم إني أعوذ بك من كل عمل يخزيني، وأغو بك من كل صاحب ديني، وأعود بك من كل أمل يلهيني، وأعود بك من كل قرينسيني، وأغو بك من كل غنى ظغيني

Allahım! Beni utandıracak davranışlardan sana sığınırım. Benim mahvima sebep olacak arkadaştan sana sığınırım. Beni oyalayıp gaflete sokacak emelden sana sığınırım. Seni anmayı unutturacak fakirlikten ve azdıracak zenginlikten sana sığınırım. (Heysemî, Mecma’uz-zevaid, X, 110)
أعوذ بكلمات الله التامة من شر ما خلق و ورا من شر ما ينزل من السماء ومن شر ما يعرج فيها، ومن شير في الليل والنهار، ومن شر كل طارق إلا طارقا يطرق بخير يا رمل

Allah’ın yarattıklarının şerrinden, gökyüzünden aşağı inenlerin ve gökyüzüne yükselenlerin şerrinden, gecenin ve gündüzün fitnesinin şerrinden, bir hayra yol açanı hariç gece çıkıp gelen her şeyin şerrinden Allah’ın mükemmel kelimelerine sığınırım ey rahman. (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, III, 419)

أستغفر الله العظيم الذي لا إله إلا هو الحى القيوم

وأتوب إليه

Kendisinden başka ilah olmayan, diri, güçlü ve yüce Allah’tan bağışlanma diler, ona tövbe ederim. (Tirmizî, “Daavât”, 17; İbn Ebû Şeybe, el-Musannef, VI, 57)

اللهم اقسم لنا من خشيتك ما يحول بيننا وبين معاصيك، ومن طاعتك ما تبلغنا به جنتك، ومن اليقين ما هو به علينا مصيبات الأنبياء الله ميعا بأسماعنا وأبصارنا ويا ما أحييتنا، واجعله الوارث ما، واجعل ثأرنا على من ظلمنا، وانصرنا على من عادانا، ولا تجعل مصيبتنا في دينا، ولا تجعل الدنيا أبها ولا مبلغ علينا، ولا سيظ عليا من لا

Allahım! Bize günahla aramıza engel olacak kadar korkundan, bizi sayesinde cennetine ulaştıracağın itaatinden, bize kendisiyle dünya musibetlerini hafifleteceğin yakîn bilgisinden (imandan) nasip ver. Bizi yaşattığın sürece kulaklarımız, gözlerimiz ve kuvvetimizden faydalandır, ölümümüze kadar da bunu devamlı kıl. Bize zulmedenlerden öcümüzü sen al, bize haksızlık yapanlara karşı bize yardım et. Karşılaşabileceğimiz musibetler dinimiz hususunda olmasın. Dünyayı en büyük tasa kaynağımız ve bilgiden ulaşacağımız son nokta yapma. Bize acımayacak kimseyi üzerimize musallat etme! (Tirmizi, “Daavât”, 79)

یا مقلب القلوب ثبت قلبي على دينك

Ey kalpleri halden hale çeviren Allah! Kalbimi dinin üzere sabit kıl! (Tirmizî, “Kader”, 7)
اللهم بارك لي في الموت وفيما بعد الموت

Allahım! Bana ölümü de, ölümden sonrasını da bereketli kıl! (Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, VII, 343)

ل الله مالك الملك تؤتي الملك من تشاء وتنزع الملك ممن تشاء، وتع من تاء وتذل من تشاء، بيدك الخير، إنك على كل شيء قدير، رحمن الدنيا والآخرة تعطيهما من شَاء ومع منهما من تشاء،

ارحمني برحمة تغنيني بها عن رحمة من سِوَاك.

De ki: “Ey mülkün sahibi Allahım! Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden alırsın; dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltırsın; her türlü hayır senin elindedir ve sen her şeye gücü yetensin.” Ey dünyanın ve âhiretin rahmanı! Dünya ve âhireti dilediğine verir ve dilediğini onlardan mahrum bırakırsın. Bana, senden başkasının acımasına ihtiyaç duymayacağım bir şefkatle merhamet et!

(Taberânî, el-Mu’cemü’s-sagîr, I, 336-337)
اللهم إني ظلمت في ظلما كثيرا، ولا يغفر الثوب إلا أنت، فاغفر لي مغفرة من عندك، وارحمني، إن ثت الفور الرحيم

Allahım! Ben kendi kendime çok yazık (zulüm) ettim. Günahları senden başkası bağışlamaz; beni kendi katından bir af ile bağışla ve bana merhamet et. Zira sen çok bağışlayan, çok esirgeyensin. (Buhâri, “Daavât”, 17; Müslim, “Zikir”, 48)

لا إله إلا الله الحليم الكريم، لا إله إلا الله العل العظيم، سبحان الله رب العرش العظيم، الحمد لله رب العالمين. أسألك موجبات رحمتك وعزائم مغفرتك والغنيمة من كل بر والسلامة من كل ئب والفوز بالجنة والنجاة من التار، اللهم لا تدع لي ذنبا إلا غمته ولا هما إلا فرجته ولا دنيا إلا قضيته ولا حاجة من حوائج الدنيا والآخرة إلا قضيتها يا أرحم الراحمين.

Halim ve kerîm Allah’tan başka ilah yoktur, alî ve azîm Allah’tan başka ilah yoktur, yüce arşın rabbi olan Allah’ı her türlü noksanlıktan tenzih ederim, hamd âlemlerin rabbi olan Allah’adır. Allahım! Senden, rahmetine nail olmamı sağlayacak amelleri, bağışlamana vesile olacak davranışları, her hayra kavuşmayı ve her günahtan uzak kalmayı, cenneti kazanmayı ve ateşten kurtulmayı nasip etmeni diliyorum. Allahım! Bağışlamadığın hiçbir günahım, gidermediğin hiçbir sıkıntım kalmasın, karşılamadığın hiçbir borcum, bu dünya ve âhiret ihtiyaçlarımdan hiçbir ihtiyacım kalmasın, ey merhametlilerin en merhametlisi!

(İbn Mâce, “İkametü’s-salât”, 189; Taberâni, el-Mu’cemü’l-evsat, III, 358)
açan, fakat elleri boş kalan kimselere benzerler (er-Ra’d 13/14). Allah’ın dışında kendilerine dua edilenler de O’nun kulları ve yaratıkları olup (el-A’râf 7/194; en-Nahl 16/20) Allah’tan başkasına dua etmek “açık bir sapıklık”tır: “Allah’ı bırakıp kendisine zararı ve yararı dokunmayacak şeylere yalvarıp durur. İşte bu, (haktan) büsbütün uzak olan sapıklığın ta kendisidir!” (el-Hac 22/12).

BENZER KONULAR:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir