1. Anasayfa
  2. Sığınma Duaları

Belaya Uğrayanı Görünce Okunacak Dua Arapça

Belaya Uğrayanı Görünce Okunacak Dua Arapça
0

Kim bir belaya uğrayanı görürse bu duayı okusun, hadisi

Belaya uğrayan birini gördüğümüzde Allah’a şükretmek ve kendimiz için de koruma dilemek amacıyla okunabilecek dua Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) tavsiye ettiği dualardan biridir. İşte bu dua:
Dua arapçası

الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي عَافَانِي مِمَّا ابْتَلَاكَ بِهِ وَفَضَّلَنِي عَلَى كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقَ تَفْضِيلًا

Türkçe Anlamı
“Beni, seni imtihan ettiği şeyden kurtaran ve beni yarattıklarının birçoğuna üstün kılan Allah’a hamdolsun.”
Bu dua, belaya uğrayan kişiye karşı şefkat ve empati gösterirken, aynı zamanda Allah’a şükretmek ve O’nun korumasını dilemek için okunur. Bu dua ile Allah’a olan bağlılığımızı ifade eder ve O’nun lütfu için teşekkür ederiz.

Dua başlangıcı Arapça

Bu dua, İslam dini içerisinde önemli bir yere sahiptir ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) hadisleri arasında yer alır. Duanın amacı, bir kişinin başına gelen sıkıntılı bir durumu gördüğümüzde Allah’a şükretmek ve O’ndan korunma dilemektir. Bu dua, sadece dua eden kişiyi koruma altına almakla kalmaz, aynı zamanda başkalarının durumuna karşı empati ve şefkat göstermeyi de öğretir.

Hadisin Arka Planı ve Önemi

Hadisin temeli, İslam’daki tevhid (Allah’ın birliği) ve kader inancına dayanır. Müslümanlar, başlarına gelen her türlü olayın Allah’ın takdiriyle olduğuna inanırlar. Bu nedenle, bir kişinin yaşadığı bir musibet veya sıkıntı karşısında, Allah’a şükretmek ve O’nun bizi bu tür musibetlerden koruduğunu hatırlamak önemlidir.

Duanın içeriği, kişinin Allah’a olan bağlılığını ve O’nun nimetlerine olan minnettarlığını ifade eder. Ayrıca, bu dua sayesinde kişi, kendini başkalarından üstün görme kibirine düşmekten korunur. Çünkü dua, “Allah’ın bizi koruduğu ve bu nimeti başkalarına da vermesini dilediğimizi” ifade eder. Bu, bir nevi toplumsal bilinçlenmeyi ve karşılıklı dayanışmayı teşvik eden bir öğretidir.

Duanın Detaylı İncelemesi

  1. اللَّهِ (Allah): Dua, Allah’ın yüceliğini ve kudretini anarak başlar. Bu, İslam’da duaya başlamanın en önemli adımıdır.
  2. عَافَانِي (beni kurtardı): Bu kelime, Allah’ın koruma ve kurtuluş anlamına gelir. Kişi, Allah’ın kendisini başkasının yaşadığı sıkıntıdan koruduğunu ifade eder.
  3. مِمَّا ابْتَلَاكَ بِهِ (seni imtihan ettiği şeyden): Burada, kişinin başına gelen olayın bir imtihan olduğu kabul edilir. İslam’da her türlü zorluk ve sıkıntı bir imtihan olarak kabul edilir, bu da kişinin sabrını ve Allah’a olan bağlılığını sınar.
  4. وَفَضَّلَنِي عَلَى كَثِيرٍ مِمَّنْ خَلَقَ (yarattıklarının birçoğuna üstün kılan): Allah’ın, dua eden kişiyi birçok insandan daha iyi bir durumda tuttuğunu kabul ederiz. Bu, kişinin kibirden uzak durmasını sağlar, çünkü bu durum Allah’ın bir lütfudur.
  5. تَفْضِيلًا (üstünlük): Bu kelime, Allah’ın seçkin kılma ve nimet verme anlamını taşır. Dua eden kişi, Allah’ın kendisine özel bir lütuf verdiğini kabul eder ve bu nedenle şükranlarını sunar.

Uygulama ve Etik

Bu dua, kişinin her zaman mütevazı olmasını ve Allah’a olan minnettarlığını göstermesi gerektiğini öğretir. Aynı zamanda, diğer insanların yaşadığı zorluklar karşısında duyarsız kalmamak ve onlar için Allah’tan yardım dilemeyi de teşvik eder.

İslam ahlakında önemli bir yer tutan bu dua, kibir ve gururdan uzak durarak, insanların zor durumda olanlara karşı empati geliştirmesini sağlar. Bu, toplumsal barışın ve dayanışmanın önemli bir unsuru olarak görülür.

Sonuç

Bu dua, Müslümanların hem Allah’a şükretmelerini hem de zor durumda olan insanlara karşı duyarlı olmalarını sağlar. Hadis, kişinin kendi durumunu idrak etmesi, Allah’ın lütfunu takdir etmesi ve başkalarının durumuna karşı duyarlı olması gerektiğini hatırlatır. Böylece, İslam’daki sosyal sorumluluk bilincini pekiştiren önemli bir öğretidir.

Not:

Hadis, “Kim bir belaya uğrayanı görürse bu duayı okusun. Artık yaşadığı müddetçe her ne bela olursa olsun, ona maruz kalmaktan muhafaza edilir. Bu bela ona isabet etmez.” şeklinde rivayet edilmiştir. Bu hadis, İbn Mace ve Tirmizi gibi hadis kitaplarında geçmektedir.

Hadisin Durumu:
Tirmizi’nin Yorumu: Tirmizi, bu hadisin “garib” olduğunu bildirmiştir. Hadis literatüründe “garib” terimi, rivayet zincirinde sadece bir kişinin bulunduğu ve yaygın olmayan hadisler için kullanılır. Ancak Tirmizi, başka bir rivayette bu hadisi “hasen” yani “iyi” olarak değerlendirmiştir. “Hasen” hadis, sahih hadisten bir derece aşağıda olsa da, kabul edilen ve dini delil olarak kabul edilen bir hadis kategorisidir.

Taberani’nin Yorumu: Taberani, bu hadisi es-Sağir adlı eserinde zikretmiş ve senedinin “hasen” olduğunu belirtmiştir. Bu, hadisin zayıf olmadığını, aksine dini bir delil olarak kabul edilebileceğini ifade eder.

Değerlendirme:
Bu hadis, alimler tarafından genellikle “hasen” olarak kabul edilmiştir. Hasen hadisler, sahih hadislerden bir derece daha düşük güvenilirlikte olsalar da, genellikle dini uygulamalarda referans olarak kabul edilirler. Dolayısıyla, bu hadisi zayıf olarak değerlendirmek doğru olmayacaktır. Hadisin “hasen” derecesinde kabul edilmesi, onu dini bir delil olarak kullanmayı meşru kılar.

Uyarı:
Hadisin içeriğinde geçen, “Allah’a şükretmek ve sevinmek” ifadesi, karşıdaki kişinin başına gelen beladan dolayı değil, kişinin kendisinin bu beladan korunmuş olması sebebiyle Allah’a şükretmesi gerektiğini ifade eder. Bu, başkalarının musibetleri karşısında şükran duymanın değil, kişinin kendi durumunu değerlendirerek Allah’a hamd etmesinin bir ifadesidir.

Sonuç olarak, bu hadis zayıf değil, “hasen” derecesinde kabul edilen bir hadistir ve bu doğrultuda amel edilebilir.

BENZER KONULARIMIZ:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir